26 Kasım 2016 Cumartesi

İlk Stop-Motion Denemem ve Annemin Tarifleri

Herkese merhabaa! Herhalde bugünkü yazım bu bloğa yazdığım en mutlu yazı olacak çünkü bugün mutlu bir projemden bahsetmek istiyorum size.
Geçen gün annem ile oturup turşu yaptık. Salatalık turşusu. Ve yaparken farkettim ki ben mutfak konusunda hiçbirşey bilmiyorum. Tabiki herşeyi bilmeye gerek yok, zaten artık çoğu şeyi internetten bakarak yapabiliyoruz ama benim istediğim bu değil. Farkettim ki annemin minik minik benim ne işe yarayacak ki bu dediğim ipuçları var ve ben bunları kaybetmek istemiyorum. İnternette başkasının annesinin tarifini okuyacağımıza kendi annemizinkini-anneannemizinkini veya babaannemizinkini yapsak daha iyi değil mi? Aklıma el yapımı bir tarif kitabı yapmak geldi annemin tarifleri ile, hem de çizimlerle süsleyebileceğim ^-^.
Uzun aramalarım sonucu uygun bir defter buldum (bir lise gezisinde hediye verilmiş oradan oraya atılıp kullanılmayı bekleyen bir defter). Ama bu fikir aklımda dolaşırken başka bir fikirle birleşti. Çok uzun zamandır stop motion videolara merakım ve ilgim vardı. Tamam yapayım ama nasıl yapayım ne yapayım diyordum. En çok aklıma gelen çizimlerimi bu şekilde yapmak ama bu iş için profesyonelleşmek gerekiyor. Tabi bu da yapacağım şeylerin içinde vazgeçmiş değilim ama başlangıcı niye bu defteri (veya başlayışımı) bir stop motion yapmayayım diye düşündüm ve işe soyundum. Çok da tatlu oldu. Tabi amatör biraz ama o kadar olur.

Bu blogda da bundan bahsetmek ve göstermek istedim size. Aşamaları anlatmam gerekirse ilk önce birkaç renkli kalem ve bir uygun defter temin ettim kendime. Stop motion da girince işin içine bir tripot ve kamera da kullanmak zorunda kaldım, cep telefonumu sabitleyemediğim için. Tabiki düzgün bir ışıklandırmam yoktu, ama olsundu, güneşli pencerenin önünde yemek masam vardı. Youtubeda birkaç stopmotion for starters tarzı videolar izledikten sonra işi kaptım ve işe koyuldum. Tek tek tek tek tek çektiğim, ışıklanması odaklanması ve hizalanması birbirine uygun olsun diye dikkat ettiğim 72 adet resim oldu istediğim hareketleri yaptığımda ve bu resimleri düzgün sırasıyla bilgisayarımda bir edit programıyla birleştirdim, arkaya da bir müzik attım youtube'un ücretsiz müzik kütüphanesinden. Ortaya bu video çıktı ve ben de çok memnun oldum. En azından Photography ve Editing becerilerime +1 puan heheh.


Daha aktif kullanmayı umduğum ileriki blog haftalarında görüşmek üzere!

7 Ocak 2016 Perşembe

Duygusal Çöp 1 "Sizi Güldürmek İçin Buradayım"

Beni tanıyanlardan bu blogu okuyan var mı bilmiyorum, eğer öyle biriysen merhaba. Tam olarak ne konuda yazmak istediğimi bilmiyorum sadece yazmanın beni rahatlatacağını düşündüğüm için yeni bir gönderiye başladım. Aslında bu blogu bu amaçla açmamıştım. Düzenli yazılar yazmayı planlamıştım her şeyle ilgili. Ama o tarz bir blog bana göre değil. Burası benim duygusal çöplüğüm olacak sanırım, bana göre olan şey bu. Aslında yazacak çok şeyim var yazmaya cesaretim olsa. Mesela sınav için ikinci seneye kalmak ile ilgili bir yazı yazabilirim. Tercih yapmak ile ilgili, eve çıkmak ve bu hayata alışmak ile ilgili. Yalnızlığa alışmak ile ilgili. Özlemek olabilir mesela, ya da sanki üzerinde ölü toprağı olma ama nasıl atacağını bilememe duygusu. Aslında sadece konu başlıkları bularak ilerleyebilirim. Mesela yeni yıl ile ilgili de bir yazı yazabilirim. Tamam sıkıcı olmaya başladı farkındayım. 

Hayat zor. Diş hekimliğini kazandığım andan beri en sevdiğim laf "sizi güldürmek için buradayım" olmuştu. Fakat artık öyle hissetmiyorum. İnsan yaşadığı ortamlarda sıkılmaya başladıkça, hayatına yenilikler ekleyemedikçe hayatından sıkılmaya başlıyor. Ve bu da ilerleyip huysuzluğa ve yanındaki insanlara daha tahammülsüz olmaya yol açıyor. Her baktığın yerde, her gördüğün insanda bir olumsuzluk bulup "insanlardan nefret ediyorum" cümlesini kafanda tekrar tekrar çevirip duruyorsun. Tamam öyle bir kafada değilken bile insanların çok sevilecek varlıklar olduğunu düşünmesem de böyle bir düşüncenin de ne kadar yanlış olduğunu anlayabilecek sosyal zekaya sahibim. Herkesin ve her şeyin kötü yönleri olduğu gibi iyi yönleri de var. Zaten aslında sorun da bundan kaynaklanıyor. Katlanmak mı istiyorsun o zaman istemsizce iyilere bakıyorsun, iyileri görüyorsun. Ama "katlanmak zorunda" gibi hissettiğin anda her şey tersine dönüyor, iyi gördüğün şeylerin şeytan yüzleri beliriveriyor düşüncelerinde. Bu yüzden hem iyi hem kötü olmaları hiç iyi değil. Çünkü insanoğlu ve duyguları o kadar değişken ki. Onun eline ne kadar çok materyal verirsen o kadar çok ürün çıkartır, o kadar karmaşık durumlar oluşturur ve o kadar karmaşık duygulara sokar seni. 

Keşke daha basit makineler olsak. Her durumun bir sonucu bir sebebi bir çıkış yolu olsa. Her duygu bu kadar elini kolunu bağlamasa insanların. Tamam böyle düşünmek basite kaçmak onun da farkındayım. Hayat hiiiiç basit değil evet onun da. Ama olsa da çok değişik olmaz mıydı? Bir adet mutluluk duygusu var olsa ve herkesin yok ya olmazdı dediğini duyduğum anda o mutluluk duygusunu hissettikleri anı düşünmelerini söylesem bence fikirleri değişirdi. Çünkü çoğu insana göre hayat amacımız mutlu olmak. Belki kötü duygular sadeleşince iyi olur diye düşünebilir herkes ama iyi duygular da sadeleşse güzel olur bence. Hayatı kolaylaştırmak adına. Tabi o zaman literatürde hala homo sapiens sapiens olarak mı geçiyor olurduk orasını kurcalamamak lazım. Olmazdık büyük ihtimal değil mi? Hani "insanı insan yapan şey" "bu" ya? Köpeği köpek yapan şey ne mesela peki?

Bence insanı insan yapan bir şey yok. Tıpkı köpeği köpek yapan bir tek şey olmadığı gibi. İnsan insandır, sadece psikolojik ve bilişsel olarak iyi gelişmiş olanlar ve o kadar gelişememiş olanlar vardır. Herkes de kendini iyi gelişmişlerden sanır. Bu yüzden öyle bir söz var, insanı insan yapan düşünce gücüdür, iradedir vb. Sanki iradesiz insan yokmuş gibi. Orada insan yapmaktan kasıt "düzgün insan" yapmak zaten. Yoksa insan dediğin köpek gibi bir şey. Et kemik. Somut yani.

Neyse, konuyu da baya dağıttım. Aslında saçma şeyler de döndü oralarda. Ne yapalım bugün bunlar geldi içimden, sanırım burda bitireceğim. Teşekkürler. Umarım tekrar yazarım.