Youtube'da bir kadın (profili için tıktık) insanlara, onlara söylenen en kötü şeyi sorarak bir video çekip ünlü olduktan sonra bir de zıttını yapayım demiş ve bu videoyu çekmiş. Bence iyi de yapmış çünkü diğer video biraz duygusal olarak yıpratıcı, aynı zamanda insanın hepimiz biriz düşüncesini gıdıklayan cinsten, insanların acılarıyla empati yapmanı sağlayıp biraz da kişinin yalnız olmadığını hissettirerek içini rahatlatıyor. Genel çoğunluk ikinci videodan daha pozitif şeyler almış olabilir tabii ama benim için böyle olmadı anladığınız üzere. Çünkü birinci videoyu (söylenen en kötü şey) izlediğimde aklıma şimşek hızıyla iki cevap gelmişti ve bu biraz insanın ayaklarını yere bastıran bir durumdu benim için. Sanki kendimi üzen şeylerin farkındaydım ve pat diye söyleyebildim sorulduğunda. Ama ikinci video için böyle olmadı. Biraz düşünmek zorunda kaldım ve haliyle geçmişimi deştikçe birden fazla cevapla karşılaşıp duygusal bir hız trenine bindim. Ama yine de onca cevabın içinden bir tanesini evet buydu diye seçemedim ve en çok da bu üzdü beni. Evet, ben hayatımda bana söylenen en güzel şey neydi bilmiyorum.
Bunun farkına varmak aslında bu yazıyı yazdırdı bana ve biraz da eşeleyip inceleme isteği uyandırdı bende. Videoda tahmin edilebilir bir cevap olarak anne babadan duyulmuş "seninle gurur duyuyorum, seni ne olursa olsun seviyorum" cevaplarını görüyoruz. Durup düşündüğümde bu anlamda aklıma gelen çok güzel anlar oldu ama en iyisi buydu diye birini seçemedim. Bunu fark edişimle ilk üzüntü dalgasını hissettim çünkü benim için sanki cevabımın bu olması gerekirmiş gibiydi. Bilmem ne zaman annemin bana dediği şu şey, bilmem nerede babamın söylediği bu kelimeler vs gibi bir cevap, kafamdaki ideal edanın vereceği ideal cevaplardı. Bunun olmadığını görünce "acaba ben onlardan bu kadar iyi hissettiren bir şey duymadım mı?" psikolojisine girdim hemen karamsar olan benden bekleneceği üzere fakat biraz üzerine düşünmeyle aslında durumun bu olmadığını fark ettim. Aslında bu cevabı vermek biraz aile ilişkileri üzerinde sorun olabileceğini ele veriyor diye düşündüm çünkü çocuğun ailenin kabullenmesine, saygısına sevgisine ne kadar muhtaç olduğunu ve bunu aldığını anladığı ilk anın onlar için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Az çok sağlıklı bir aile yapısında büyümüş bir insanın aile desteğini hissederek büyümesinden kaynaklı olarak ailesi tarafından gurur ve sevgi duygularını hissetmeyi "arayış" olarak seçeceğini düşünmüyorum. Tabii ki bununla o duyguların değersiz olduğunu söylemiyorum, hatta en değerli, gerekli ve güzel duygular bunlardır bence kişilik gelişimi için. Sadece insanların arayışlarını, yaşadıkları psikolojik süreçler sonucunda bilinçli ya da bilinçsiz olarak oluşturduklarını düşünüyorum. Bu paragraf sıradaki paragrafı okuyunca daha net bir anlam kazanacak.
Burada insanların verdikleri cevaplar aslında hayatlarında neyi aradıklarını, neyin eksikliğini hissettiklerini ve ne olmak istediklerini gösteriyor. Yeni doğum yapmış birkaç anne ve özel bakıma ihtiyaç duyan bir kızı olan kadın cevap olarak çocuklarıyla ilgili söylenmiş cümleler seçiyorlar, çünkü onların olmak istedikleri şeyler listesinde an itibariyle iyi annelik birinci geliyor ve insanlardan bununla ilgili bir şeyler duymak hedeflerinde bir adım daha yakın veya hedeflerini başarmış hissetmelerini sağladığı için bu cümleler onlara söylenmiş en iyi şey gibi geliyor. Aile meselesi de bununla aynı doğrultuda. Buna uygun bir örnek daha, bazı insanlar kötü bir olayla karşı karşıya kaldıklarında karşıdaki insandan aldıkları empatiyi gösteren cevapları seçiyorlar. Ardından da açıklamaları şu şekilde oluyor, "bazen karşındaki insan seni hemen iyileştirmeye çalışır, bazen hemen durumun iyi yönlerini göstermeye çalışırlar ama o an duygularına bir onay almak, o hissin gerçekliğini ve normalliğini, gerçekten de ne kadar kötü olduğunun anlaşıldığını hissetmek diğerinden daha iyi geliyor". Bu cevabı veren insanların hayatlarında anlaşılma ve oldukları halleriyle kabul görme ihtiyacı içinde olduklarını hissediyorum. Bunları hissettikleri cümleler onlar için en iyiler oluyor. Video boyunca verilen her cevap için bu bakış açısı ile kişiler hakkında bir şeyler öğrenebiliyoruz bence. Ve bunu düşünmek de kendimle ilgili sorgulamalara itiyor beni, benim cevabım ne ve neden? Bir insanla anlaştığınız zaman içerisine girdiğiniz sinerjistik enerji kesinlikle çok iyileştirici ve kişinin özüne dönmesini sağlayıcı etki yaratıyor, bu nedenle az önceki cevap da güzel bir seçim benim gözümde, bu insanlarla onlar bunun farkında olmasalar bile aynı duyguyu bildiğimi ve sevdiğimi gösteriyor bana.
Bu bağlamda düşündükçe videoda verilmiş en güzel cevapların kişilere iyi birer insan olduklarını hissettiren cevaplar olduğu kanısına varıyorum. Bir adam gelişimsel gerilik yaşayan bir çocuğun annesinden "artık ailenin bir parçası" olduğunu duyuyor, çünkü çocuk o adamın ismini söylüyormuş ve bu söyleyebildiği 5 kelimeden birisiymiş. Bu adamın cevap olarak bunu seçmesi onun aslında ne kadar iyi yürekli olduğunu gösteriyor bence. Çocuk benim adımı söyledi diye sevinmiyor, ailesine bu mutluluğu yaşatıp onlardan yansıyıp geri gelen sevgiyi ve teşekkürü hissettiği için bunu seçiyor. Emeklerinin karşılığını almış hissetmiş oluyor belki de bir derece.
Tabi en güzel cevap buydu diyerek diğerlerini çöpe atmıyorum. Bir kız annesinden duyduğu "kendini affet" kelimelerini seçiyor cevap olarak. Sanırım en çok bu kız ile özdeşleşiyorum. Duyduğum cümle olarak değil ama bu cevabıyla şuan içerisinde olduğu mantaliteyi çok açık bir şekilde dışa vuruyor ve ben onunla bu duygular içerisinde bağ kuruyorum. Kendi içinde düştüğü çelişkilerin ona çektirdiği sıkıntıların, çok yakını tarafından fark edilmiş olması ve bu kötü düşüncelerden kurtulmasının istendiğini görmek o kız için (ve benim için de) kendi sırtına yüklediği ağırlıkları azaltıyor, hayatının bundan daha değerli olduğu ve değer gördüğü hissini veriyor.
Yazıya başlarken düşününce aklıma gelen cevaplardan bahsedeceğimi sanmıştım fakat nerelere geldik. Olsun devam edelim, yazı yazarken en korktuğum şey düşünce trenimi kaçırmak oluyor. Sanki simste size bir görev verilmiş de tam yapacakken iptal etmişler gibi bir his bu treni kaçırmak. Sanırım şuanda da kaçan treni yakalamak ya da yakaladığım trenden kaçmak için araya boş bir paragraf giriyorum.
Hız trenini ve kendi hissettiklerimi açıklamak gerekirse, aileyle ilgili düşündüğüm zaman abim ile yaptığımız konuşmalardan birkaç parça geliyor aklıma. Onunla aramdaki empatinin yüksek olduğunu bildiğim ve onun fikirlerine gerçekten değer verdiğim için bunları seçtiğimi fark ediyorum, bu benim içimde pozitif duygular yaratıyor. Bu trenin yükselmesi. Fakat biraz daha düşündüğümde aklıma çok başarılı olduğunu düşündüğüm bir hocamdan yüzüme değil de arkamdan söylenmiş "bu kızın çok başarılı olacağına eminim" kelimeleri geliyor ve eek! tren negatife düşüyor. Neden diye merak edebilirsiniz, bu iyi bir şey değil mi diyebilirsiniz ama benim kadar gelecek kaygısı yaşayan bir insan için bu çok karışık duygular uyandırıyor. Bir yandan ihtiyaç duyduğum özgüveni veriyor, bu özgüven ya yapamazsam kaygısını taşıyor yanında, ayrıca çok büyük bir insan olarak gördüğüm birinden duymak ayrı bir sorumluluk yüklüyor omuzlarıma ve sınavıma 4 gün kala youtube'da gezdiğimi fark edip şimdiye kadar yapmış olmam gereken ama yapmadığım her şeyi hatırlatıp beni aşağı çekiyor. Kısacası potansiyel olup da benim bunu kullanmadığım düşüncesini yüzüme vuruyor ve suçluluk duyguları yüklüyor üzerime. O yüzden bunu da seçemiyorum en iyi diye, aramaya devam ediyorum.
Birkaç insan "güzellik algısı" üzerine cevaplar veriyor, benim bir kulağımdan girip birinden çıkıyor. Bunu fark etmek bana bir pozitiflik yüklüyor, demek ki çok da takmıyorum bunu ben dedirtiyor. Erkek arkadaşımdan duyduğum birkaç söz takip ediyor bunu, dış güzellik değil de davranış hal ve tavırlarla ilgili olan güzel sözler, vınnn tren yukarı çıkıyor düştüğü yerden, bana kendi davranışlarıma ne kadar önem verdiğimi anlatarak.
Erkek arkadaşımla durmuyor bu konu arkadaşlıklarıma da geçiyor. Burada vermek istediğim bir örnek var kendimi daha iyi açıklamak için, lisede çok sevdiğim bir arkadaşımın başıma gelen bir olay sonrasında söylediği şu sözleri geliyor aklıma, "koskoca kız yurdunda bunu yapacak tam adamını bulmuş, birtek sen bu kadar sakin kalabilirdin buna." İlk bakışta bir iltifat gibi gelmese de o zaman bana o kadar iyi hissettirmişti ki bu laf, hala daha aklıma ilk gelenlerden biri oluyor. İyi etkilemesinin sebebini ise şöyle yorumluyorum, sakin ve tepkisiz olmayı çoğu insan tercih etmeyebilir ama ben erdemlilik olduğunu düşünüyorum ve bana fark etmeden erdemli davrandığımı kanıtlamış oluyor bu cümle.
Yükseğe çıkmış tren iyice yükseliyor derken bam! diğer videoya (en kötü olan) verdiğim cevabın da aslında lisede bir arkadaşımdan gelen bir cümle olduğu geliyor aklıma. Tren yere çakıldı. Utanmayıp o cümleyi de yazacağım okuyan kişinin benimle ilgili daha geniş bir fikre sahip olması için. Çok küçüklükten tanıdığım, çok çok değer verdiğim, sosyal açıdan gelişme zamanlarımda kendime bir dayanak noktası olarak tuttuğum çok yakın arkadaşımla son bir yıldır çeşitli sebeplerle aramız açılmış, bir yıl sonra birden iletişime devam etmeye çalışıyoruz derken şunları duyuyorum, "Çok mutsuzdun o yüzden gelmiyordum yanına, şimdi daha mutlu görünüyorsun". Vay be dedirtmişti bana o zaman da, hala da dedirtiyor hatırladıkça. Bu kelimeler bende çok etki yaratıyor, ileride çok farklı düşüncelerimin tohumlarını oluşturuyorlar belki de. Ne yazık ki fidan verdiği düşüncelerin çok olumlu olduğunu söyleyemeyeceğim. Ama o fidanların sonucu kendimi daha iyi tanımaya başladığımı söyleyebilirim.
Bireyselliği fark ettiren hatıralar sonucu aslında kabul görmeyi de ne kadar değerli tuttuğumu görüyorum tren dipte yavaş yavaş giderken. Olsun diyorum bir yerde, kimseyi yargılamıyorum herkes kendi çizgisini yaşıyor bu hayatta, yakın geçmişte samimileştiğim insanları hatırlarken. Bu insanlarla daha çok iletişim kurmalıyım, onları hayatıma almalıyım eğer isterlerse diye düşünüyorum ve onlara mesaj atmayı yazıyorum aklıma. Tren normal hattına geliyor, üzerindeki güçler eşitlenince sabit hızla sürtünmesiz bir ortamda ilerlemesine devam ediyor.
Videonun sonunda bir adam çıkıp bilmiyorum aklıma gelmiyor diyor, insanlar daha çok iyi şey söylemeli toplumda bunun eksikliğini çok çekiyoruz diyor ve ben adamdaki cevabını bulamamış olmanın verdiği burukluğu içimde hissederek güzel toparlanmış bir video olduğunu düşünüyorum. Linkini buraya , kendisini aşağıya koyuyorum. Lütfen izleyin. Bahsettiğim bakış açısıyla bakarsanız kendinizde belki görmediğiniz bir şey görmenizi sağlayabilir.
Okuyan ve bunu benimle paylaşan herkese teşekkür ederim.
Bugünlük bu kadar.
Bir sonraki olursa orada görüşmek üzere.